Kendiliginden; Milyonda bir - Uygar Ozel
















































images of works

1, untitled, colored photo, 2003, izmir
2-3, untitled, video-still, 2005, amsterdam the netherland

uygar ozel

Kendiliginden; milyonda bir / Nur Muskara


































Nur Muskara, 2007-2009

Sergi: Kendiliğinden; milyonda bir


















“Kendiliğinden; milyonda bir”


Uygar Özel, Nur Muşkara

Küratör:
Borga Kantürk

Tarihler:
11.02.2009 - 28.02 2009

Açılış:
11.02.2009 , 18.00

Yer:Fransız Kültür Merkezi Galerisi
Sergi saatleri: 09.30 – 13.00 ve 14.00 - 18.30
Cumartesi: sabah 09.30 – 13.30


Adres:
Fransız Kültür Merkezi, İzmir, Cumhuriyet Blv.
No: 152 Alsancak/Izmir


“Kendiliğinden; milyonda bir” :
?

Bir an :
Muhteşem bir zamanlama.
Üzerine çalışılmış ve sınırlanmış
bir durum olmaksızın,
gerçekleşebilen.
kıymeti bilinmesi gereken.

Oluşabilsin diye
belirli bir odak tarafından
enformatik, bilgiç bir tacize
uğramayan, planlanmayan.

Zaten süregelen ve
sıklıkla karşılaşılabilecek
ya da fark edilemeyecek..

Kendi ekseninde dönen,
ve diğer bir eksenle aniden çakışıp
etki-tepki refleksini gösteren
harikulade bir uyum yakalayan
bir karşılaşma -buluşma süreci...

Aslında, tek taraftan bakıldığında,
değişikliğe uğrayan bir durum meydana
gelmez.. Sadece mesafe(izleyici,tanık ve
olayın aktörü arasındaki ) bir anlığına
değişmiş, iletişim (ilişki) için ideal aralığa
gelmiştir. Bu süreçte sanat pratiği, etkitepki
adına kendiliğinden gerçekleşebilen
bir etkileşimin sonucundan beslenir.
Genellikle de fark edilmez. Bu biraz
mucizevi, biraz da rastlantısaldır.
Spekülatif değildir, olası reaksiyonların eş
zamanlı birbirini tamamlamasından oluşan
önemli “bir an” süreçtir. Yapmamız
gerekense sadece paranteze alma ya da
genel dizge içerisinde parlak bir kalemle
altını çizmek. Fazlası o sürecin büyüsünü
bozabilir ve üzerine kuracağı ilgi-baskıyla
her şeyi paramparça edebilir.

Borga Kantürk, Şubat, 2009


“Kendiliğinden; Milyonda Bir” başlıklı sergi:
Çalışmalarını fotoğraf ve video sanatı üzerine odaklanmış iki
sanatçıya yer veriyor. Belge üretimi ile uğraşan sanatçıyı,
mucize anların kayıtçısı rolüyle karşımıza çıkarıyor. Uygar
Özel'in Amsterdam' da futbol sahasının aksine, sokakta
gezerken karşılaştığı bir top cambazının, reklam yıldızı
olmuş futbolculara taş çıkartırcasına performansı,
garipsediğimiz, göze absürt gelen, ancak baş roldeki figür
için “bir günlük rutini kendi içerisinde barından bir an”
üzerine odaklanan video çalışmasına dönüşmekte. Serginin
diğer sanatçısı Nur Muşkara ise her gün İzmir merkezinden
şehir dışına doğru yaptığı rutin yolculuğu boyunca, fotoğraf
makinasının objektifine takılan gündelik yaşamın aktörlerine
odaklanmakta. Sergi, iki belgeselci çalışma disipliniyle,
kendiliğinden oluşmuş günlük yaşam pratikleri içerisindeki
mucizevi anlara tanıklık etmemizi sağlamayı hedeflerken,
sanatçıları da bu anların, ara bulucusu rolüyle karşımıza
çıkarıyor.

Fransız Kültür Merkezi, İzmir
İçin hazırlanan sergi programı hakkında:


Bu program “-1 Güncel Sanat için Şebeke” isimli çalışma
grubunun yürüttüğü İzmir Güncel Sanat Arşivi projesi
kapsamında yürütülecek bir dizi sergiden oluşmaktadır. Sergi
dizisi kapsamında Günümüz sanatı anlamında, İzmir'den uluslar
arası platformlara açılan sanatçılara ait dinamik bir vizyonu,
sanatseverlere yalın ve nitelikli argümanlar eşliğinde öncelikle
sunacak, sonrasında da kayda geçirecektir. İzmir'in güncel sanat
alanında oldukça güçlü üretimlere ve sanatçı potansiyellerine
sahip olmasına karşın bu türde çabalara dair bir bellek çalışması
gerçekleştirilmemiştir. Bu dizi deki amaç: fark edemediğimiz,
üzerine fikir ve belge üretemediğimiz, bu sebeple birbirinden
kopuk ve iletişimini yitirmiş güncel sanat hayatını, sanatçıların
bu alandaki işleri üzerinden tekrar canlandırmaktır. Sergiler ve
gündeme getirilen sanatçılara ait tüm bilgiler dijital ortamda
arşivlenecek, konuşmalardan alınacak ses kayıtları ve görsel
kayıtlar çözülerek, okunabilir belgelere dönüştürülecektir. Elde
edilen malzeme, internet ve basılı malzeme ile izleyiciye
ulaştırılacaktır.


“Kendiliğinden; milyonda bir”
Sergi Öncesi Günlüğü:
Borga Kantürk, Şubat 2009

Kısım 1: Ya da Giriş


İnternetin belirlediği, reddetme ve bağışlama ağında kendini
dışardan, sorumlu ve dahil olma zorunluluğunda hissetmek.
Karşılaştığımız gerçek Maalesef bu. Zemin kontrolu
yapamadığımız bir çoktan zeminlilik belki de.

Uçak biletlerimizi internetten sipariş ediyoruz. Bilet çıktısı bile
almıyoruz. Filmleri arşivlemek yerine online izleyip atıyoruz.
Sokağa çıkmadan sokağa müdahale eden, sokak hakkında
bilen bir yaşam tarzı. Peki bu konformist-monotonluk dışında ne
kadar az küçük yolculukları ne kadar tercih ediyoruz?

Yaşadığımız Pişmanlık hissiyatının, sınırsız bir masaüstü
gezinmek adına sürüklendiğimiz bir şey yapmalı isteği. Bu
yabancılaşmışlığın farkındalığından kaynaklanan sahiplenmesi
zor pişmanlık duygusu.

Proje Kimlikler, Bunların dışında yolculuk ve sanatın
kendiliğinden bazı anlarda ortaya çıkışı o anı yaşamak için
yolda olmak, karşılaştığın kendi doğallığında ve tarifsizliğini
kabul ederek içine dalmak.

Kısım 2 : İçim içimi kemiriyor, sayıklamalar

Arayıp bulmak bu kadar kolay mı?
Kuşbakışı Görme mesafesinden. ,Görünen bu kadar gerçek mi?
Arama sürecinin, somutlaşmaktan uzaklaştığı bir sabitlik üzerinden dijital
referansların
hayatımızda yarattığı kesintiler ve devamlılık zaafı.


Video ve fotograf bu alanın en çok haşır neşir olduğu direk etki alanında
kalan medyumlar. Bu disiplinler üzerinden – hareketi tekrar vurgulamak –
gerek.


Alternatif olarak, Küçük nefes yolculukları, kültür fizikler-kaçınılmaz.
Mesafeler uzadıkça – iletisim online tabanlı haraket gösteriyor.
Adım alanları ise son derece kısıtlanıyor. Büyük yolculuklar keşifler artık
yalan, Bir yer ne kadar yakınına gelirse o kadar çabuk sahip olursan o
alana olan inancın ve verdiğin değer o kadar kayba uğrar. Bu büyük ve
kuşbakısı tematik yolculuklar yapıyormuş gibi davranıp, oturduğun
sokağına yabancılaşmaksa büyük sıkıntıya yol açmakta.


Ama kısa yolculuklara ihtiyaç her zaman var.


Eski kitapçıdan kitap bulma ve hayata karşı “bildim, farkındayım”
vurgusundansa “yaşadım” vurgusunu tercih etme.


Bilgi alanlarını, trendlerin belirlediği kısır döngüleşen bir alanda, tarifsiz
kalıp kendi yaşama anını bulan milyonda bir anlardan birini bulma
uğraşı.


Mesafeli ayrıştırıcı bir kulvardan bilgiyle donanımlanıp, diğer
alana pike yapmak ve o alanlar arası mesafenin bilinciyle
hareket etmek. Bu size kuş bakışı ve genel kapsayıcı bilgiyi
ve sunumu gözler önüne sermeniz için önemli bir avantaj
sağlayabilir. Ancak çıkış noktanızdaki dışarının uzaklığın
verdiği kapsayıcı olma hakkı, sizi içine düştüğünüz alanda
yabancı ve bilirkişi pozisyonuyla dışarı atabilir, içerisine tam
da çözümlediğiniz planladığınız haliyle almayabilr.. Bu
bakımdan alternatif bir pedagojik sosyal düşünür sanatçı
pozisyonu yerine arabulucu, bazende tanıklığının izlerini
bırakan, sanatçı rolüne vurgu yapmak gerekir..


Bu sorun akademikleşen, bu sorun küratoryal üst okumalar
cephesinde, bu sorun devamlılık kaygısı ile kendilerini
projeleştiren sanatçı modellerinde, hayatı politik doğrular
içerisinde stratejik kurgular olarak duyumsamaya çalışmanın
başarısı, ama ya duyumsamadaki arıza?.


Bu hikayeyi en anlaşılır, en dolanır ve en meşrulaştırır halde,
ana akıma, güncel sanat ağına veya en yakın havuza
ulaştırır. Her zamanda ulaştıracaktır. Ya geriye kalan hikaye
de ki yaşanmışlık?


Kendiliğinden milyonda bir sergisi bu yaşama şansını bulan
alana tanık-ve sahip olma vurgusunu veriyor.


Değerli ve umutlandırıcı tarifsiz bir şey bu.


Mahallenin delisi olmak ya da parasız aylak bunlar bile
günümüzde merşulaştı..


Artık Bu sanatın kahramansallaştırdığı bir durum.
Ancak bu son derece vasat ve “e peki ne varki bunda?”
eleştirisi ile karşılaşılabilen– kendi içinde anlamlanamayan
türde çıkışların da şansı olabilir. Olmalı...


Kısım 3: Empati - Jan Verwoert etkisi
Cuma, 30 Ocak 2009, 18:30
Nasıl önem vermeli?: Jan Verwoert
Osmanlı Bankası Müzesi, Konferans Salonu, Bankalar Caddesi, 11,
Karaköy

Konuşma sırasında düşündüklerime ilişkin kişisel notlar:

- umut ver, en iyi dileklerinle
- bir an ile karşılaşmak adına, el haritası ver!
- bilinmeyen bir alan
- tanımlanmamış mekan
- bir anlığına dahil olma pratiğinin anlamı nedir?
- deneyim
bu önemli: kendiğinden – kesin ve net olmadan
tanımlanmamış, belirlenmemiş
- belirlenmemiş, sınırlandırılmamış ekonomiler
- kendi alanında yaşadığını sır gibi sakla
Bir şeyleri değiştirme şansını, temiz ve net argumanlar hale
getirerek, kuramsallaştırmak, pratiğini dışlayıp boşa
harcamaktansa, yaşanılan sürece işaret etmek!


ilgi ve kritik:
tanımlanamayan durumlarda ilginin önemi.
Odaklanma ve emprovize bilgi kazanımı
-Hayattan bir adım sonra teori, yaşarak öğrenme


- empati ve şans raslantı sonucu açıklama deneyimi
karşılaşma -merkeze yerleşiyor-odak noktası
- potentiality- potensiyel
- unconditionalty – kayıtsız -şartsız

“Kendiliğinden; milyonda bir” -Sergi Öncesi Günlüğü:

-Jan V. nin sunumunda “temiz ve net enformasyona sahip olması
beklenen güncel sanat örnekleri”nden gostermemesi ilgincti.

Bence neden ilginçti?
Çunku guncel sanatın sosyolojı ve demokrasisi-ekonomisi içinde
bu tür deneyimlerin
netlik ve keskinlik yönünde sonuç gösteren bir talep ile sıklıkla
karşılaşıyor olması, hızlı ve paket okumalar yaratmakta. Bu durum,
bulanık olan, kesin donelere dayanmayan üretimler üzerinden bir
paylaşım ilişkisi kurmaya kalkınca epey sorun çıkarmakta. Jan V.
bunun yerine örneklerini, klasik, modern sanatdan ve özellikle
edebiyattan vermeye dikkat etti.

-Asıl dert -sokağın kuralı ve kendi estetiği

Kısım 3.5: Ara notlar
Mona Souag'ın Acı Çay isimli romanından hareketle, Atmane
Bissani, Souag'ın çalışmalarını değerlendirirken şu özelliğin
üzerinde duruyor: “Tıpkı kafka gibi, Mona Souag da
kahramanlarını günlük yaşamın en sıradan sahnelerinden
seçer, yeniden yorumlamanın önündeki engelleri kaldırmak
adına, kararlı bir tutumla onları, hesapları allak bullak eden
durumlara yerleştirir, böylece dünyayı yeniden kavramaya
yeni bir yorum getirir.” bkz: syf: 5 – cevirmenin notu-Acı Çay

“Souag'a göre “bir faslının çektiği aşk acısı, bir rus'un Ya da bir togo'lunun
çektiği aşk acısından daha farklı değildir.”

Kısım 4: Belki sonuç
Sokak ve sokağa odaklanmayı bazen yanlış anlıyoruz. Burada bu iki
sanatçıyla kastedilen şey: sokakta oluşumuzun geçiciliği. Dışarıda
olduğumuz, ait olmadığımız yere çöreklenip o bölgenin sonsuz
müdavimleri (ötelenmişleri, dışarda tutulmuşları, kolonileşmişleri)
üzerinden sınıfsal pozisyonlar belirleyip araştırma kulvarları açmanın
uğraşının dışında bir sanatçı rolü.

(Sözü geçen İki sanatçı “Kendiliğinden: Milyonda Bir” başlıklıserginin katılımcıları olan Uygar Özel ve Nur Muşkara)

Sokağı aidiyetsiz bir an olarak da görebiliriz. Geçicilik ve çarpışma,
gard alma, korunaklı hareket etme, sallanma, rastlantılara açık olma
gibi refleksler üzerinden, aylak -gezgin tipolojisini küçük triplerle
şehir içine uyarlamak. ( Kastettiğim sanırım bunun gibi bir şey.)

Hareket halindeyken güzergah anınızda, bir moment(burada “an”
dışında bir başka çizgiyi de kastetmeye çalışıyorum, an yatay giden
bir şeyse buna dahil dikey çıkan diğer bir eğri de söz konusu.)
çizgisinde sokak

Gidiş-Geliş çizgisini sonsuz bilgi, spekülatif üretim odakları olarak
kullanmayı elbette kastetmiyorum. Bunun tam tersi bir pozisyon
peşindeyim.. Bilinçli kadrajlı bir güzergah dışına taşma cesaretini
göstermek, gard alırken sınıf-direnç mesafelerini zorla
yakınlaştırmaya çalışmadan . Kısaca zorlamadan, bilgiçlik
taslamadan, belirleyip net bir haritaya boğmadan. Şehir o kadar hızlı
değişiyor ki, bizim batılı gelenekten taksilerimize ithal ettiğimiz
navigatorlarin o enformatik duzenlilik reçetesiyle, her gün değişen
çatlak yollarımızda doğru ve kesin bir yolu bulması mümkün değil.
Çarparak öğrenip, doğaçlama refleks geliştireceğiz. Balans pratiğimiz
olmalı.

Çözüm farkına varıp paylaşmak, bu baştan planlı bir kurgu ya da
taraflı ve bilinçli stratejik vurgu ile bir müzakere arayarak birbirini
ötelemeden. Daha kendiliğinden ve samimi bir buluşma zor, zahmetli,
milyonda bir olsa bile gerçekleşebilir. Kısacası bekle, rahat bırak ve
yaşasın. Paylaştığın anın, buluştuğu noktanın tadını çıkar.



-1 Güncel Sanat için Şebeke, İzmir:
Lokale odaklanan,güncel sanatın bu cografya içerisinde hareketler için ortak zemin oluşturmaya ve bu sürecin kaydının tutulmasına öncülük etme hedefinde bir oluşumdur.
Bir çeşit şebeke modeli,genişletilebilir ağ. İzmir kentindeki güncel sanat üretimlerinin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla,bir grup sanatçı,tasarımcı tarafından kurulmuş bağımsız ve kar amacı gütmeyen bir oluşumdur. Aynı zamanda bu bir acık çağrıdır,bu şehir için yeni yazılmaya başlamış güncel sanat tarihine katkıda bulunmak isteyen Konuk,Misafir küratör, yazar, kolleksiyoner ve düşünürlere acele ve son derece sıcak bir davet içermektedir. “-1 güncel sanat şebeke”nin amacı daha önce söz konusu edilmemiş olan,İzmir şehrinin güncel sanat için genişletilebilir bir haritasını çıkartma çabasına girişmektedir. Bu kanalda üretim gösteren,sanatçı,yazar,tasarımcı, küratörleri ortak bir çatıda toplamak ve bu aktörler üzerinden
gerçekleştirilen aktivitelerin yapılabileceği alanları işaretlemektedir. Bu pratik bu güne
odaklanmaz,geleceğe yönelik bir kayda geçirme sürecine de dair dir. Bir sonraki kuşak sanatçıların ve olası faaliyetlerinin gerçekleştirilebilmesi için zemini kazmak,ve alt yapı çalışmasına girişmek önemli bir misyondur. Onlara hareket kolaylığını ve güven sağlayacak bir geliştirilebilir esnek bir sistem önerisi sunmak seslerini duyurabilecekleri ana kaynağı oluşturmak,şehrin bu anlamdaki hareketliliğini daha fazla nefes alır duruma getirecektir. Bu kayda geçirme süreci ile bu şehirde yasayan profesyonel/ yarı profesyonel,kariyerinin ortasında,yeni başlamış pek çok kişi için faaliyetlerinin sürdürebilirliği adına dışarısı ile bağlantıları için bir açık referans,bir açık kaynak oluşturacaktır. Bu haliyle de her türlü kurumsal ve bireysel geliştirilen güncel sanat için bir İzmir Altın rehberi olma iddiasını barındırmakta. Merkez üretim alanı, web sitesi olan bu şebeke,haritalandırma ve arşivleme çalışmaları haricinde,mekansız sanat pratikleri üzerine odaklanır. Kitap,sergi projeleri,sanat tartışmalarını ve fikirlerin dolaşımını sağlayan aracı alanlar,protokoller Bağımsız,Taşınabilir yer değiştirilebilir eklektik bir yapı içerisinde değerlendirmeye çalışacaktır.

Bir şehirde sanat uygulayıcıları varsa,onlara bir alan-zemin gereklidir. Bu alanın elde edilmesi veya sınırların baştan çizilmesi eğer birileri bu işlemi on’lar için yapmıyorsa,maalesef kendilerine
kalmıştır. Bu bölge sakinleri tarafından bir dezavantaj olarak görülecektir. Elbette konu üzerindeki deneyimsizlik,tarih yazımı konusunda ne yapacağım ben kuşkusunun yarattığı
erteleyişler,sorumluluktan kaçma ve olduğu gibi kabul etme hissi süre gelecektir. Ancak bunun yanı sıra da yüksek bir özveri iş başa düştü diyerek,söz konusu haritanın yeniden çizilmesini,bizzat bu alanın temsilcilerinin kendileri tarafından ortaklaşa yapmalarını sağlamak,açıkçası gelecek için ütopist ve heyecan verici bir adım olarak görülmektedir. Bu ortak Yola çıkmayı göze alan herkese şimdiden teşekkürler.



İzmir, Şubat, 2009

http://eksi1.blogspot.com/

11.02.2009 - 28.02.2009

Bu Blogda Ara

Map Of Poverty / Yoksulluk Haritası

Map Of Poverty / Yoksulluk Haritası
"Maps courtesy of www.theodora.com/maps used with permission"